2 Ekim 2016 Pazar

BİLİNMEYEN BİR KADININ MEKTUBU

Stefan Zweig- Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu | Kitap Yorumu 



Son zamanlarda herkesin elinde görüp okumayı iple çektiğim bir kitaptı. Kitabın ilk sayfası hariç bir kadının çocukluğundan beri platonik olarak aşık olduğu R’ye ölüm döşeğinde yazdığı mektubu okuyoruz aslında. Bir mektup ne kadar güzel olabilirdi sorusunun cevabı bu kitap. Kadın, çocukluk aşkının ilk yıllarında ne kadar saf, temiz ve duygu yüklü olduğunu, büyüdükçe R’yi nasıl farklı gördüğünü, ona nasıl daha da bağlandığını anlatıyor. 💘 Kitap aslında çok kısa sürede okunabiliyor. Ben yaklaşık 1-2 saatte okudum fakat bu saatlerde hayatıma çok şey kattı. 👼🏼Kitaplarımın altını fazla çizmeye kıyabilseydim tüm satırları çizerdim herhalde 🖋Bu satırlar ise altını çizdiğim nadir satırlardan “Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?” Ayrıca Zweig’in tarzı da çok hoşuma gitti bunu belirtmesem olmazdı 👌🏻Puanım : 5/5 🌟

1 yorum:

  1. Bende daha yeni, geçen hafta elime aldığım gibi bitirdim. İçim nasıl gitti anlatamam. Bu da benim kitaptaki enn etkilendiğim söz; "Sabret sevgilim, beni dinleyeceğin bu çeyrek saat yüzünden yorulma, çünkü ben seni bütün bir hayat boyunca sevmekten yorulmadım."

    Bana da beklerim ^^ sanatinsaklisirlari.blogspot.com.tr

    YanıtlaSil